Wednesday, January 21, 2009

Ilgaz


haftasonu, günübirlik Ilgaz'a gidelim dedik, arkadaşlarla..
ve bir tura katıldık..

Ankara'dan pazar sabahı 7,5'da yola çıktık..
Ilgaz'a vardığımızda ise saat 11 gibiydi..

gidiş süreniz kaç defa sigara molası verildiğine bağlı :)

Ilgaz'da bizi karşılayan yarım metre kardı..
ve bulutsuz bir gökyüzü..

daha iyisi olabilir mi..


"mangalda sucuk keyfi" sonrası, telesiyejle zirveye çıkarken..

havadayken soğuğu daha çok hissediyorsunuz.. onu farkettim..


bu fotoğrafı telesiyejle yukarı çıkarken çektim..

nasıl.. tek kelimeyle "harika" di mi..


Ilgaz'da çok fazla tesis yok..

fotoğrafta olmayan birkaç yer daha var, hepsi o..

ama doğa muhteşem..


Güzelim Karadeniz..

seviyorum..


zirvede bir cafe var..

ancak üzülerek söylemek zorundayım ki, hem çok pahalı hem de verilen hizmet aldıkları paranın karşılığı değil..

bir çay bile yok.. hayret ettim..


snowboard'un günlük kirası 40 TL..

lakin, vaktimiz sınırlıydı ve ilk defa Ilgaz'a geldiğim için her yeri görmek istedim ve haliyle snowboard yapamadim..

bi daha ki sefere..


haftasonu olduğu için oldukça kalabalıktı..

hatta sonradan öğrendim ki, ben ordayken kolejden bir arkadaşım da ordaymış.. hem de İstanbul'dan gelmişler..


Türkiye'nin Ağaçları !

acaba kaçımız bu konuda bilgi sahibiyiz..

Ankara Üniversitesi'nin Ilgaz'da bir sosyal tesisi var.. orada çektim bu fotoğrafı..

ikinci katında şömine var..

ve şanslıysanız şömine ateşiyle salep içebilirsiniz..


gece kaymak.. harika olmalı..

belki ilerde pisti ışıklandırırlar ve insanlar geceyarılarına kadar kayar..


evet, yine dönüş vakti..

geceye kalmadan, yani yollar buz tutmadan gitmemiz gerekiyor..

gitmeden, biraz sıcak şaraba ne dersiniz..

sağlığınıza :)

Sunday, January 04, 2009

İçimden Bi Ses


dün gece nöbetteyim.. bir telefon..

Timurcum müsait misin?.. ağlayan bir ses tonuyla..

n’oldu canım, niye ağlıyorsun?

konuşmaya ihtiyacım var Timur..

tamam konuşalım, ama ağlamak yok, üzülüyorum..

çok mutsuzum Timur.. nişanlımla yürütemiyoruz.. olmuyor..
5 senedir beraberiz.. elimden gelen her şeyi yaptım, ama olmuyor..


içimden bi ses, “acaba doğru insanla mı konuşuyorsun?.. malum, karşındaki şahsiyetin en uzun ilişkisi bir yıl..”

olabilir canım.. lütfen ağlama..

seni de tutmuyorum di mi?

hayır canım, konuşabiliriz..

niye üzülen hep ben oluyorum?.. bu ilişki bitmeli diyorum, evlenirsem boşanırım diyorum, ama bırakamıyorum.. niye?

kendine güvenmiyor musun?

ya da bu erkekten başkasını bulamam mı diyorsun?

evet, öyle diyorum..

yapma.. dünyadaki tek erkek o değil..

güzel bi bayansın.. işin var.. harika bi ailen var..

biliyorum, ama öyle düşünüyorum..

lütfen öyle düşünme..

ayrıca, beni taşıyamadığını düşünüyorum..

içimdeki o ses “şu taşıma meselesini bi türlü anlayamadım”

niye öyle dedin?

herşeyime karışıyor.. şunu yapma, bunu yapma..

anladım.. klasik bi Türk Erkeği'yle karşı karşıyayız..

bi hasta var.. sonra konuşalım olur mu?
lütfen üzülme..

içimdeki malum ses,

“kadın olmak gerçekten zor”

“hele Türkiye’de”





* yeni yılın ilk günü Eymir'deydim.. Alabalık ve Amasra Salatası'yla beraber :)