Saturday, September 20, 2008

Kaz Dağları

hep gitmek istemişimdir..

adı gibi güzel Kaz Dağları'na..


Sutüven Şelalesi..

Akçay yakınlarında..

"buralarda bir şelale olmalı" diyerek yola çıktık :)
meğer, kıyıya çok da uzak değilmiş.. sahilden 15-20 km kadar içerde.. köylerin içinden geçiyorsunuz..

lakin, sadece sizin olduğunuz, yaban orman alanı içinde keşfedilmeyi bekleyen gizemli bir şelale beklerken, ana-baba-günü dedirten bir insan-jungle'ı içinde buluyorsunuz kendinizi.. kayınvalidesini, gelinini, çocuğunu ve başka bilmem-kimi alıp gelmiş ahali.. milli park içinde mangal yaparken(!) ayaklarını soğuk suda gezdirmenin cazibesine karşı koyamayan biz Türkler var her yanda..

fotoğrafa dikkatli bakarsanız, şelaleye yukardan bakan insanları da görebilirsiniz :)


işte, görmek istediğim Kaz Dağları..

tabii, bu fotoğrafı çekerken, birkaç kişinin kadrajımdan çıkmasını beklemedim değil :)


bikinili hatunlar şelalenin buz gibi sularına kendilerini bırakırken, ben boş duramazdım herhalde :)

insan sudayken, elektriğin e'si kalmıyor, nötrleşiyorsunuz.. ruhunuz dinleniyor.. suda olanlar sadece ayaklarınız bile olsa..


Yeşilyurt Köyü..

Küçükkuyu'ya yakın..

Kaz Dağları'na saklanmış farklı bir köy..

butik otelleri, sanat atölyeleri, kafeleri, canlı müzik dinletileri ile sizi karşılıyor..


sanat atölyelerinden biri..

"dağın tepesinde sanat".. kulağa hoş geliyor di mi..


Yeşilyurt sokakları..

ne güzel, buraya "köy" diyebilmek.. keşke Türkiye'nin her köyü böyle olsa..


hediyelik eşya satan dükkanlar..


köyün orta yerinde bir çay bahçesi var..

biraz soluklanalım..


Manlama..

yöresel bir yemek.. kıymalı gözleme, biraz yoğurt ve biraz da baharat.. harikaydı..

Sevgili Zen'e rakip bir blogger mı çıktı yoksa :)

yok, o kadar da değil.. ben haddimi bilirim.. yemek tarifini ustalara bırakalım..


burası zeytin diyarı.. söylemeye gerek var mı..


köyün çarşısı..


ne güzel di mi..

kaliteli mekanlar..


bu mekanın sahipleriyle tanışma şansımız oldu..

emekli bankacılar.. karı-koca, İstanbul'dan adeta kaçmışlar.. ve bu konağı işletiyorlar..


Kaz Dağları'nın altını oymaya çalışan dallamalara bu afiş..

neymiş, Kaz Dağları'nda 500 milyon dolarlık altın varmış.. o parayla Las Vegas'ta otel yapamazsın..

Las Vegas mı, Kaz Dağları mı?

tabii ki, Kaz Dağları.. rüzgarında, yeşilinde mitoloji var, tarih var..

baba parası yiyen snob'ların kolunu çektiği kumar makineleri kimin umrunda..


Adatepe Köyü'ndeyiz..

burada olma nedenimiz farklı..


Zeus Altarı'na gidiyoruz..

Zeus'un baktığı yerden Edremit Körfezi'ne bakmak için..


Zeus Altarı'ndan körfeze bakıyoruz.. Kaz Dağları'nın havasını soluyarak gün batımını seyrediyoruz..




Güzelim Çanakkale'yi ve biraz da Balıkesir'i anlattım size..

5 posta sığdırmaya çalıştım, yaklaşık 100 fotoğrafla.. dolu, çok dolu bir tatil sonrası..

en güzeli, siz gidin Çanakkale'ye.. ordan Balıkesir'e..

6 comments:

Anonymous said...

Fotoğraflar süper gerçekten. Sayfan çok güzel bir format aldı.

Sessiz takipteyim haberin olsun :)

Timur said...

Çilek,

gittikçe daha iyi fotoğraflar çekiyorum.. ben de bunun farkındayım.. teşekkür ederim..

sessiz takipleri severim.. tam bana göre :)
tabii, arada bir tıklamak lazım..

FB said...

Timurcum, bu yazi da harika olmus. Bazi yerleri gezmemistim sayende gezmis kadar oldun. Eee iyi bir Marmara turu oldu senin icin de. Dememis miydik Babalik'da peynir helvasi yiyicez diye.
Sevgiler
FB

Timur said...

Figen,

neydi o peynir helvası ya..
harikaydı..

benimki dondurmalı olsun lütfen :)

etki alanı said...

Yıllar önce gezdiğim yerlerin kokusunu hissettirdiniz bana...
Böyle güzel serin sularda ayaklarım kendine gelmişti,onca gezide perişan olduktan sonra...
Gezinizi,fotoğraflarla tam özünde yakalamışsınız...
Bu yaz gitmez miyim tekrar...Planlar o yönde...
TüTü

Timur said...

TüTü,

amacım da o zaten.. hissettiklerimi hissettirebilmek.. benzer duyguları yaşamak beni mutlu ediyor..

umarım planlarınız gerçekleşir.. gezinin en keyifli kısmını da tekrarlayın lütfen.. ayakların suya değdiği kısım :)