Sunday, June 29, 2008

Zonguldaklı TED'liler


Pazar kahvaltımızı Çardak’ta yaptık.

Ankara’daki Zonguldaklı TED’liler olarak yıllar sonra nihayet bir araya gelebildik.
Meğer ailemize yeni üyeler katılmış da haberimiz yokmuş. Bir buçuk yaşından beş buçuk yaşına kadar tam beş yeni üye... O yaşlarda buçuklar çok önemlidir malum :)

On kişilik masa bize dar geldi ve aslında Ankara’da ne kadar da kalabalık olduğumuzu fark ettik. Gelemeyen birkaç arkadaşı da sayarsak hiç de fena değil di mi?

İstanbul’da ise çok daha kalabalığız.

Bunun en temel nedeni ise Zonguldak’ın göç veren bir il olması... Düşünün, benim dönemimde 120 kişi mezun olduk ve nerden baksanız şuan Zonguldak’ta yaşayan ve çalışma imkânı bulabilen en fazla on kişidir, daha fazla değil...

Hem iyi hem de kötü… Bizler için iyi, yani Zonguldak dışında yaşayanlar için… Her zaman ve her yerde kendimizden bir parça bulabiliyoruz çok şükür...
Ancak şu var ki, bu birliktelikler kuşaktan kuşağa geçemiyor... Çünkü bir sonraki nesil Zonguldak’ta olmuyor ne yazık ki...

“Babam da bizim kolejden mezun” diyen yok !!! Varsa da birkaç kişi...

Hâlbuki okulumuz, TED Ankara'dan sonraki en eski TED okuludur ; bu sene tam 50’ci yılımızı kutladık...

Niye bunları söylüyorum? Çünkü köklü eğitim kurumlarına her zaman ilgi duydum ve onların sosyal hayatımıza katkılarını hep önemsedim.

Bağlılık ya da aidiyet denen şeyin hayatımızı ne kadar da güzelleştirdiğini yaşadım ve herkesin de bunu yaşamasını diliyorum.

Lisedeki arkadaşlarınızdan kopmayın lütfen!

Üniversitedeki arkadaşlarınızdan da...

Yaşamanın da anlamı bu değil mi ?

Hayatı paylaşmak !!!

Friday, June 20, 2008

...

Benim ilkokulumda sinema salonu vardı, haftasonları sinema seyrederdik..
Benim ilkokulumda öğretmenlerin masasında kırmızı lale olurdu..
Benim ilkokulumda folklör kursu vardı, mandolin kursu vardı..
Benim ilkokulumun son sınıfında koca bir piyano vardı..

Peki benim Bostancık İlköğretim Okulu 'ndaki çocuklardan farkım neydi?



Onlardan daha mı zekiydim?
Ya da daha çok mu sevgiye ihtiyacım vardı?
Ya da onlardan daha mı değerliydim?
Hiçbiri değil tabii.. Sadece doğarken şanslı doğanlardandım o kadar..

Minecim teşekkür ediyorum.. Bana insan olmayı hatırlattığın için..
Yeni yardım projelerin varsa, lütfen haberim olsun...



Okulları için herşeyi yapan sevgili öğretmenlerimiz
Oğuzhan ZELYURT ve Mehmet AY'a selamlar ve sevgiler...
Şimdiden çok şey yaptılar...!!!



Kim bilir, belki bir gün yolumuz Bostancık Köyü'ne düşer :)

Saturday, June 14, 2008

Teras Mangal Parti

Bundan iyisi olsa olsa "beach party" olurdu :)

Uzun zamandır planladığımız teras mangal partiyi nihayet gerçekleştirdik. Ankara'nın en güzel manzarası eşliğinde... Bir tarafta Anıtkabir ve Kocatepe Camii, diğer tarafta Atakule, Sheraton Oteli ve Çankaya Köşkü...


Devrim'in evindeydik perşembe akşamı... Hazırlıklara birkaç saat öncesinden başladık ve gelecek olan hatunlara ayıp olmasın diye önden temizlik yaptık ...
Dört kedili bir terası temizlemek hiç de kolay olmadı haliyle :)
Küçük canavarları mama ve sütle kandırdım. Mangal vakti geldiğinde ise çoktan köşelerine çekilip şekerlemeye başlamışlardı.
Aslında mahallenin bütün kedileri Devrim'in sayılır. Karnı acıkan hoop evde... Napalım? Gönlü geniş 1.97'lik minik arkadaşımın :)

Partide master grubundan arkadaşlar ve yeni tanıştığım doktor ve diş hekimi kardeşler vardı. Günün sürprizi ise Amari'ydi. Daha 23'ünde, çikolata renkli, cici bir kız Amari... Türkiye'de yaşamayı seçmiş bir New York'lu... Henüz Türkçe bilmiyor, ama sorun değil... Muhabbete kedilerden başladık ; derken rap, hip hop, reggie ; sonrasında Türk Yemekleri... Bir baktım, biz Amari'yle çoktan rakı bardaklarını tokuşturmaya başlamışız :)

Ayrıca grupta AFSAD kökenli bir hatun da vardı; sevgili Yasemin... Baktım mangal biraz gecikecek, hemen benim fotoğraf makinesini verdim hatuna ve ne oldu dersiniz? Işıkla dans etmeye başladı hatun... Yetmedi, konu mankeni olduk :)


Gelelim menüye... Tavuk pirzola, mangal sucuk, meze olarak humus, salatalar, lavaş ve her türlü içecek...
Her zaman derim; Adanalı, Antepli, Urfalı ya da Hataylı bir arkadaşınız yoksa birşeyler eksik demektir. Yoksa mangalın keyfine kiminle varacaksınız? Ankara'da en iyi Adana kebap nerde yenir ya da künefenin adresi neresidir, nerden bileceksiniz :)

Özetle; bolca X ve azca Y kromozumlu, lavaş arası humuslu, bol sohbetli ve çikolata renkli bir geceydi. Şahsen çok keyif aldım.

Biz bu yaz terastayız, haberiniz ola :)





Not: Eklemeden geçemiyeceğim... Dünkü nöbetimde meslek hayatımın güzel anlarından birini yaşadım. Herkesin "ex oldu" gözüyle baktığı bir hastayı döndürmenin mutluluğunu yaşadım. Akut MI (Kalp Krizi) sonrası kalbi ve solunumu duran 72'lik Mehmet Amca'nın yaklaşık bir saat sonra gözlerini açması ve hayata sımsıkı tutunması beni fazlasıyla duygulandırdı... Sizinle paylaşmak istedim; çünkü böyle anları malesef çok sık yaşamıyoruz.

Wednesday, June 04, 2008

Tıbbiyeli SWOT Yaparsa ...


Böyle olur :)

Severim, arasıra kendimden bahsetmeyi... Kendimle dalga geçmeyi...
Kendiyle dalga geçebilenleri de severim ayrıca... Bence en büyük meziyetlerden biridir; kendiyle dalga geçebilme ve başkalarının da seninle dalga geçmesine gülümsemeyle bakabilme...

Master finallerinden sonra biraz yorgun ve biraz da şanslı hissediyorum kendimi... Şanslı, çünkü annemin sağlık sorunları beni okuldan biraz uzaklaştırdı, ancak hocalarımın gösterdiği hoşgörü ve sabır sayesinde diyelim, bu dönemi de böylece atlattık…
Ayrıca birçok konuda bana yardımcı olan Sevgili Yasemin’e, Yeliz’e, Işıl’a ve Pınar’a da buradan sevgilerimi yolluyorum…
Ne varsa hatunlarda var zaten, erkek milletinden adam olmaz :)

Size olan sevgimden, baba matrikslere girmeden SWOT’la konuyu geçiştireceğim :)
Bir bakalım; Timur Bey’in işletmeci mantığıyla eti budu ne eder?

Güçlü Yanlar - En sevdiğim kısım :)

Soğukkanlıyım

Mesleğim gereği fazlasıyla test edilmiştir. En zor anlarda bile kolay kolay hata yapmam. “Buz adam” olduğum anlar kendimi en sevdiğim anlardır.

Dürüstüm

Tabii, bu güçlü bir yan mı, yoksa zayıf bir yan mı tartışılır... Ancak ben dürüst insanların bir şekilde öne çıktığına inanıyorum.

Sabırlıyım

Timsah sabrı da değil tabii, ancak beklemeyi severim ve ne olduğunu gördüğümde haklı çıkmaktan zevk alırım.

Mantıklıyım

Hata yapmaz mıyım? …Kralını yaptığım çok olur, ama hatayı tekrarlamam…

Sakinim

Sinirlendiğim çok nadirdir… Kolay kolay sinirlenmem… Bu da hata yapma olasılığımı doğal olarak azaltıyor.

Zayıf Yanlar

Tembelim

Bazen o kadar tembel olurum ki, anlatamam… Mandanın çamura yattığı gibi yatarım :)

Duygusalım

Kabul; belki insani bir özellik, ancak ben bundan çok da hoşnut değilim... Birisini bir şekilde üzdüğümde, ben daha çok üzülen oluyorum hep... Haklı ya da haksız olmam durumu değiştirmiyor ne yazık ki…
Birisini kırdığımda mutlaka gönlünü alırım, hatta gönlünü almadan yakasını bırakmam :)
Kin, nefret, dargınlık gibi şeyler bana çok uzak…

Hırslı değilim

Başkalarıyla rekabet etmekten hoşlanmam, kendimle rekabet etmek benim için hep daha keyifli oldu… Bilmiyorum, belki de işin kolayına kaçıyoruz…

Paraya değer vermem

Bazen cömertliği abartırım… Gerçi belli bir tasarrufu ve yatırımı olan bir insanım, ancak gündelik hayatta paylaşmayı severim… Yalnız dediğim gibi sorun şu ki, bazen bunun dozunu kaçırıyorum.

Fırsatlar

Master yapıyorum ve belki de master bittiğinde hayatıma yeni bir yön çizebilirim.

Maddi sıkıntım çok fazla yok, bu da geleceğe dönük cesur kararlar almamda bana yardımcı olabilir.

Yeniliğe açık bir insanım; yeni insanlar, yeni arkadaşlar, yeni bir ortam bana hep çekici gelir… Monotonluğu pek sevmem, birçoğumuz gibi…

Tehditler

Özgüvenim fazlasıyla var, dolayısıyla bazen ani kararlar almaktan çekinmem... Bu benim için bir tehdit olabilir… Kararlar hep doğru olmayabiliyor çünkü…

Bekâr bir insanım ve çok düzenli bir hayatım olduğunu söyleyemem... Sürekli arayış içinde olmak iş anlamında çok da hoş değil... Gerçi iş ve özel hayatı birbirine karıştıranlardan hiç olmadım, olmam da… Ancak sağlıklı bir ilişkinin iş hayatını da olumlu etkileyeceğini bilirim… Tecrübeyle sabittir…

Hayır demeyi bilmeyenlerdenim… İsteklerin sonu gelmezse, belki o zaman koca bir “Hayır” derim…


Evet… Timur Bey bence böyle biri…!

Not 1: “Stratejik planlama bu kadarla olmaz” diyen uyanıklar biraz beklesin, o da olur elbet :)

Not 2: Julio Iglesias'ı Ankara'da dinlemek büyük keyifti... Vokal yapan hatunlara ise diyecek söz bulamıyorum :)