Sunday, February 01, 2009

Annanem, Dostlar ve Basketbol

dört günlük İstanbul tatilimin en kısa özeti bu olurdu sanırım :)

tatilimin üçüncü günü, annanemi ziyaret ettim.. hastalığından ötürü birkaç yıldır unutkanlığı vardı ve son zamanlarda kişileri tanımakta zorlandığını duymuştum.. bu yüzden de tedirgindim, "acaba beni tanıyacak mı?" sorusu içten içe kemirdi beni..

odasına girdiğimde, beni görür görmez yüzü güldü.. o gülümsemeyi sanırım hiç unutmıcam.. elini öptüm, sarıldım.. sonra da pencereye doğru yürüdüm usulca.. Ihlamurdere Caddesi’ne bakan gözler aslında geçmişe dalıp kayboldu sanki, bir iki dakikalığına.. gözyaşlarımı gizledim, annanemden ve bakıcı hanımdan..

biraz sohbet ettik annanemle, karınca sessizliğinde.. ve en kısa kelimelerle..

bakıcı hanımla tanıştım.. Türkmen bir bayan.. çok sayıda yakını da aynı işi yapıyormuş.. yani bakıma ihtiyacı olan yaşlılara evde bakıyorlar.. ülkelerine döndüklerinde ise gerçekten ciddi bir birikimleri oluyor.. iki sene evvel Türkmenistan’a gitmiştim; ne kadar ucuz bir ülke olduğunu bilirim.. burada bir sene çalışıp orda araba alabiliyorlar.. ya da iki sene çalışıp bir ev..

tatilimin ilk günü, kolejden arkadaşlarımla buluşup basketbol maçı yaptık.. Yenibosna’da güzel bir salon bulmuşlar.. çok kalabalık olmayan, sakin bir yer..


yaklaşık iki saat, önce tek pota, sonra da çift pota maç yaptık.. pota altında biraz dayak yesem de karşılık vermekte pek zorlanmadım :)

yıllar sonra, okul takımındaki günlerimi aratmayan, harika bir gün yaşattılar bana, sağolsunlar.. maçı bir iki sayı farkla kaybetmiş olsak da başımız dik alnımız açık salonu terk ettik :)

Ankara’da basketbol hakemliği yapan bir bayan arkadaşım var.. keşke o da olsaydı diyorum.. maçın sonucu böyle olmazdı :)

zaten maçtan sonra beni aradı ve “n’oldu, kaybettiniz di mi?” dedi.. “ya boşver” dediğimde de başladı gülmeye..

maçtan sonra Noni’yle buluştuk, pardon D-Chic Girls’le :)

Noni’yi bilenler bilir.. blog aleminin divalarından biridir kendisi.. neşelidir, güzeldir ve doğaldır.. (siz bakmayın son yazısına.. eminim tekrar gelecek.. kısa bir mola hepsi bu)

Noni ve arkadaşlarıyla Kemancı’da başlayan gecemiz Roxy’de devam etti.. şahsen Roxy kısmından daha çok haz aldım.. kim demiş kışın ortasında olduğumuzu.. kendimi yazın ortasında Kaş’taki bir mekanda hissettim :)

çıkışta Bambi’de soluklandık biraz.. o saatlerde, yani gece 3’te bile Taksim’de trafik vardı..

Güzelim İstanbul..

uyumadı o gece.. her gece olduğu gibi..

uyumayan bir şehrin sokaklarında yürüdük hep birlikte..

tatilimin ikinci günü, Ankara’dan birlikte geldiğim arkadaşlarımla beraberdim..
Sevgili Yasemin ve Feryal..

Tünel’den başlayıp Ortaköy’de sonlanan fotoğraf dolu bir gündü benim için.. fotoğrafçı arkadaşlarımdan bir şeyler kaptım yine.. bu fotoğrafları zaman zaman sizinle paylaşıcam..

lafın kısası, ihtiyacım olan İstanbul Havası damarlarımda dolaşmaya başladı yine :)

sağlıklı günler..





* size bir soru.. kolajdaki tüm fotolara bakın ve ortak noktayı bulun...!

** o ben oluyorum :)

2 comments:

Noni said...

Nolie'cim güzel sözlerin için çok teşekkürler diva miva yapma yaa bi havalara giricem şimdi bak indiremeyeceksiniz beni :)
Şaka bir yana çok güzel bir akşamdı, iyi ki katıldın bize, her zaman bekleriz! Bu sefer kaçırdım ama belki bir sonraki sefer fotoğrafçı arkadaşlarınla tanışma imkanım da olur ;)
Kendine çok iyi bak!!!

Timur said...

Noni,

az bile söylemişim :)
sensiz bi blog alemi düşünemiyorum..

gerçekten güzel bi akşamdı.. iyi vakit geçirdik..
gelemeyen fotoğrafçı arkadaşlarım çok şey kaçırdı, bilmem farkındalar mı :)