Saturday, December 12, 2009

Üstün Dökmen'den Dinlediklerim


Abant'ın son günü Üstün Dökmen'le birlikteydik.. yaklaşık 2 saat tecrübelerini bizimle paylaştı.. birkaç not...

yılgınlık ve yılmazlık

Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nda B, C ve D planları da vardı.. A planı düşmanı Sakarya’da durdurmaktı.. B planı gerekirse Kars’a kadar çekilmek ve tüm yurtta savunma yapmaktı.. C planı ise başkenti Ankara’dan Kayseri’ye taşımaktı. D planı ise Bitlis’in Dağları’ydı.. o yörenin ağalarından birine sordu; "Bitlis’in Dağları bizi saklar mı?"
.. cevap gecikmeden geldi; “saklar Paşam!”..

hayatta her zaman B planınız olmalı.. A planınız geçerliyse sorun yok demektir ve herkes mutludur.. peki ya işler yolunda gitmezse? B planınız olmalı.. bu sizi daha güçlü kılar.. yılmadan yaşamalıyız, yılmaz olmalıyız..

ilişmek ve yerleşmek

biraz ona, biraz buna ilişerek yaşamak olmaz.. yerleşmeliyiz hayatın göbeğine.. neyi istiyorsak onu yapmalıyız; ama ilişerek değil, yerleşerek.. koltuğun ortasına oturmalıyız; hemen kalkacakmış gibi ucuna değil..

duygular ve düşünceler

duygulara saygılı olmalıyız; düşünceye ise saygı duymak zorunda değiliz.
yanınızda çalışan biri size geldiğinde ve “bunaldım !” dediğinde, bunu görmezden gelmeyin.. bu bir duygu ifadesidir.. saygı gösterin.. hatta şöyle bir tepki doğru olabilir, “ben de bunaldım, ama az kaldı, bitirelim şu işi !”

bence bu işi yanlış yapıyoruz, şöyle olmalı” dediğinde biri, bu bir düşüncedir ve buna saygı duymak zorunda değiliz.. ”hayır, doğrusu bu ve böyle yapmamız gerekiyor” gibi.

önyargılar

kediler nankördür.. eşekler inatçıdır.. tüm Çinliler birbirine benzer.. İngilizler soğuktur, gibi..

kediler nankör değildir.. sadece evcilleşme sürecini henüz tamamlamamış canlılardır, yani tam olarak evcil değildir.

eşek bir yükü taşırken birden durabilir ve sahibi ona durduğu için vurabilir.. halbuki eşeklerin görme duyusu çok kuvvetlidir.. patika üzerinde bir tehlike sezdiğinde ya da gördüğünde durur.. 200 metre ötedeki bir yılanı rahatlıkla görür..

tüm Çinliler birbirine benzemez.. öyle olsaydı, anneleri ya da babaları çocuklarını okula almaya gittiğinde çocuklarını bulamazdı :)

İngilizler soğuk değildir.. ben Sevgili Kate’den biliyorum :) geçen seneki mavi turda çok eğlenmiştik.. yatın üzerinde Kate’le oryantal yaptığımızı hatırlıyorum.. hatun başına bir eşarp sarıp cariyeler gibi dans etmişti :)

değişim

değişen koşullara uyum sağlayamayanlar hayatta kalamaz.. güçlü ya da büyük olmak yeterli değildir; esas olan ihtiyaçlara göre değişebilmektir.. evrimleşme her zaman vardı ve hep var olacak.. unutmayalım ki, şuanki Dünya gözümüzün algıladığı Dünya’dır.. halbuki atomun sadece onbinde biri çekirdektir, yani maddedir.. etrafımızda gördüğümüz cisimlerin sadece onbinde biri maddedir, gerisi ise uzay boşluğudur.. belki bizden sonraki nesiller bizim göremediklerimizi görebilecek şekilde evrimleşecektir..

paylaşmak istedim..







* yarın sabah İstanbul'a gidiyorum.. Cemile Sultan Korusu'na :)

No comments: