Wednesday, February 22, 2012

Trilye


bayanların dünyasıdır blog dünyası.. kimisi yemek yapar, kimisi de elbisesini kombinler.. bir başkası avatarına bürünür ve kendi dünyasından biraz olsun uzaklaşmanın keyfini çıkartır.. benim için ise sadece bir günlüktür.. bazen büyük laflar ederim bazen de kimseyi umursamadan yaşadıklarımı yazarım.. kendime kızarım çoğu zaman, niye üretken değilim diye.. galiba kabul etmeliyim; yavaş kanlı bir adamım ben.. artık iki-üç ayda bir yazar oldum.. az yaşadığımdan değil, bilakis tembellikten sadece..

içsel kızgınlığın verdiği günah çıkarma tadındaki bu girizgahtan sonra gelelim sadete.. iş değiştirdim.. daha doğrusu uzun sürmesini dilediğim sektörel yolculuğumda başka bir firmaya geçtim.. cuma gününden itibaren yeni işime başlıyorum.. Allah utandırmasın, tek dileğim bu..

sonbaharda Trilye’deydim.. eşim ve iş arkadaşlarımla beraber gittik Trilye’ye.. Rumlardan kalma bir sahil kasabası.. eskiden sadece birkaç Türk aile yaşarmış, şimdi ise Rumlardan eser yok.. küçücük kasabada altı kilise var ve bunlardan yalnızca biri ayakta kalabilmiş, o da camiye dönüştürülen kilise.. fotoğrafta gördüğünüz işte o camii..

Bursa’ya gittiğinizde yönünüzü Marmara’ya dönün ve Trilye’ye mutlaka gidin.. sahilde balık yemek, pazardan zeytin almak ve Trilye şarabını tatmak yapmanız gereken üç şey..

gezimiz sırasında bize eşlik eden rehberimiz Hasan Ağbi’nin bizimle paylaştığı küçük bir anekdotu ben de sizinle paylaşmak istiyorum.. eskiden kasabada bir kaptan varmış ve o kaptanın da bir gemisi.. zeytin mevsimi geldiğinde kasabada yetiştirilen tüm zeytinler toplanır ve kaptanın gemisine yüklenip yola çıkarmış.. gittiği yer Marsilya’ymış.. yani bundan yüz yıl evvel Trilye’de yaşayan Rumlar zeytin ve zeytinyağını Marsilya’ya satarmış.. Türkler ise ya hamallık yaparmış ya da varsa tarlası zeytinini ucuza Rum tüccarlara satarmış..

Hasan Ağbi Trilyeli bir çiftçi.. küçük bir zeytin tarlası ve küçük bir zeytin dükkanı var.. bize şunu söyledi;

“Çiftçi Hasan daha yeni indi kapının önüne, zeytin satayım diye !”

No comments: