Sunday, August 03, 2008

Mavi Tur


Mavi Tur başlıyor..

yolculuğumuz bir hafta sürecek ve bu süre içinde maviyle hiç olmadığımız kadar dost olacağız..

Fethiye Limanı'ndan cumartesi öğleden sonra ayrılıyoruz.. dört mürettebat ve 14 Mavi Tur yolcusu.. şimdilik 14'ün 4'ü biziz.. şimdilik diyorum; çünkü biz sayısı kısa zamanda 18'e çıkacak :)


ilk mola yerimiz..Fethiye'ye çok yakın bir koy.. o kadar güzel ki.. nasıl bir haftanın bizi beklediğinin habercisi..

mola verdiğimiz her yerde denize girdik.. bunu söylememe gerek yoktu sanırım :)


ilk akşam yemeği.. bundan daha iyisi olabilir mi :)

yolcular ilk defa sofrada biraraya geldi.. herkes birbirine karşı çok kibar.. ilk tanışmalar.. ilk sohbetler.. ancak ilk günün heyecanı olsa gerek henüz bir kaynaşma yok.. herkes kendi arkadaş grubuyla ya da ailesiyle..


ikinci gün rotamız Kekova.. açık denize çıkacağımız için ve açık deniz de biraz dalgalı olacağı için Mesut Kaptanımız sabah erkenden yola çıkmaya karar verdi..

saat sabah 07:00 gibi.. henüz herkes uyumakta.. ben hariç :)

dikkat ettiniz mi bilmiyorum.. yolcular tur boyunca kamaralarında uyumak yerine güvertede uyumayı tercih etti.. bu da çok doğal.. denizden gelen ılık esintiyle uyumanın keyfine kimse karşı koyamadı.. doğal klimamız tur boyunca bizi hiç yalnız bırakmadı..


kulağınızda mp3-çalar, elinizde bir kitap, bazen esen Gündoğumu, bazen esen Günbatımı..

Likya'yı, Karya'yı öğrenmenin en kısa yolu Halikarnas Balıkçısı.. tavsiye ederim.. bu kitabı kaç defa okudum bilmiyorum..


Kekova'ya çok yaklaştık..

tur boyunca fotoğraf makinem sürekli elimdeydi.. 400 fotoğraflık koca bir albüm oluştu..


Mesut Kaptan yol alıyor.. artık Kekova'dayız..


gezimizin üçüncü günü..

burası Kale Köyü.. küçük bir köy.. Simena Antik Kenti üzerine kurulu.. karayolu yok ve dış dünyayla bağlantısı sadece küçük tekneler..

Kekova'ya ilk geldiğimizde Kale Köyü'nden önce Üçağız'a uğradık ve geceyi Kekova'nın bir koyunda geçirdik.. ertesi gün Kale Köyü'ne gittik..

Üçağız, normalde gezi programında olmamasına rağmen Mesut Kaptan'ın bize bir kıyağı oldu.. eğer ekip çok iyiyse ve herkes çok uyumluysa, bazen gezi programının dışına çıkmak hiç de zor değil..

Üçağız'a ait kendi fotoğraflarım yok ne yazık ki; çünkü tam da Üçağız'a geldiğimizde fotoğraf makinemin şarjı bitti..

şu kadarını söyleyeceğim.. inanın, görülmesi gereken çok şirin bir kasaba.. Kale Köyü'ne çok yakın ve karayoluyla da ulaşabileceğiniz bir yer..


karaya adım attık ve Kale Köyü'ne adını veren kaleye çıkmaya başladık..


"I Am Here" Cafe kaleye çıkarken sağda.. karşınızda Kekova Adası ve otantik bir kafede buz gibi bir ayran keyfi..


cırcır böceği..

kafeyi işleten beyin bize küçük sürpriziydi.. elinize aldığınızda müthiş konser başlıyor :)


yine Kekova'dayız, ancak başka bir koyda..

herşeyi şirketten beklemeyin :)

oltalar hazır..


o kovadaki birkaç Mercan bana ait :)

"Mercan" Akdeniz'in en lezzetli balıklarından biri..


harika bir mağara.. tam olarak ismini hatırlayamadım, ancak gece konakladığımız Gökkaya'ya çok yakın bir yerde..

snorkelinizi alın ve o mağaraya gidin.. hem çok güzel hem de ürkütücü..


Mavi Tur'un dördüncü günü.. bu gece Kaş Limanı'ndayız.. ilk defa bir limanda konaklayacağız..

şikayetçi değiliz.. Kaş geceleri bizi bekliyor..


manzara müthiş.. karşınızda Yunan adası Meis..

bu fotoğraftan birkaç saat sonra gecelere aktık..

Sun Cafe diye bir yer var.. aslında sıradan bir kafe, ancak canlı performansını dinleme fırsatını bulduğumuz grup hiç de sıradan değildi.. Blues'a doyduk o gece..

ardından yetmedi, Mavi'ye gittik.. orası daha çok disco havasında bir yerdi..


Kalkan'a çok yakın bir koy.. scuba'cıların uğrak yeri.. gerçekten de denizaltı yaşamı çok zengin bir yerdi.. hatta iki kalamar yatımıza kadar sokuldu, ne var ki fotoğraflarını çekecek vaktim olmadı..


en sevdiğim fotoğraf..

Mavi Tur boyunca o kadar çok yat gördüm ki, Dünya'nın her yerinden..
ortak noktaları ise taşıdıkları Türk Bayrağı'ydı..

o kadar gurur duydum ki anlatamam.. içimden "evet, Türk Karasuları'ndasınız ve bu güzelim kıyılar, koylar bizim" dedim durdum.


yatımız 23 metrelik bir yat.. çok büyük değil, ancak küçük de sayılmaz..


Ölüdeniz'deyiz..

aslında Ölüdeniz'e bakan bir koydayız, zira Ölüdeniz'e bırakın yatla girmeyi, şişme botla bile girmek yasak..

bazen yasakları sevdiğim de olur :)


"gözlemelerim var.."

"otlu peynirli.. ballı muzlu.."

hangisinden mi yedim ? tabii ki, hepsinden :)


Gemiler Adası'ndayız.. burada çok sayıda kilise var..


gerçekten görülmeye değer bir yer..


adanın en yüksek yerinden koya bir bakış..

burundaki yat bizim yatımız..


son mola yeri.. Fethiye'ye yakın bir koydayız..


yatın en güzel yerini son gün keşfettim :)


son gece hem çok güzeldi hem de hüzünlü.. harika bir turun bitiyor olmasının verdiği bir hüzün..

Mavi Tur'la ilgili aslında anlatılabilecek o kadar çok şey var ki.. ben sadece size bir fikir vermeye çalıştım, hepsi bu.. farkında olduğunuz gibi yazımda insan öyküleri yok.. o öyküleri kendime saklıyorum.. arkadaşlarla dolu fotoğrafları da..

Kanada'da yaşayan yazılım şirketi sahibi bir Türk profesör ve Yunan asıllı Kanadalı eşi.. Çin'de öğretmenlik yapan Kaliforniyalı bir bayan ve kızı.. Denizli'de lokanta işleten bir Türk aile.. kozmetik sektöründe çalışan pazarlama uzmanı iki bayan.. kaptanımız, aşçımız ve miçolar.. ve bizler...

pardon, "biz" derken 18 kişiyi kastediyorum :)

kaynaştık ve güzelleştik...

son sözüm...

kendinize bir iyilik yapın ve Mavi Tur'a katılın... tabii arkadaşlarla...

bugüne kadar yaptığınız tatilleri de kendisiyle çarpın ve karekökünü almayın :)

işte MAVİ TUR...

No comments: